Kurtarma Ücreti (Salvage Award) – Kurtarma Sözleşmesi ve Sözleşmeyle Kararlaştırılmamışsa Dikkate Alınacak Kriterler ve Scopic Klozu

I. Genel Açıklama
Denizde, gemilerin seyrüsefer esnasında karşılaştığı tehlikeler karşısında kurtarma faaliyeti
önem taşımaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1298. maddesinde tanımlanan kurtarma faaliyetinin yanında, oluşacak çevre zararının da önlenmesi deniz ve çevre korunması bakımından büyük öneme sahiptir. Kurtarma faaliyeti kapsamında kurtarılan şeyler ve çevre koruması alternatiflerine göre hukukumuzda münhasır düzenlemeler mevcuttur. Bunun yanı sıra uluslararası hukuk alanında Türkiye’nin de taraf olduğu 1989 tarihli Uluslararası Kurtarma Sözleşmesi (SALVAGE 1989, Londra) mevcuttur. Bu sözleşme hükümleri mezkur konunun 6102 sayılı TTK’da düzenlenişinde doğrudan etkilidir. Ayrıca çevre kirliliğinin engellenmesi hususunda tazminat ile ilgili düzenlenen SCOPIC klozu büyük öneme sahiptir.


II. “Kurtarma Faaliyeti” ve “Kurtarma Ücreti (Salvage Award)” Kavramları Arasındaki
İlişki ve Kurtarmanın Unsurları

TTK 1298. maddedeki tanıma göre “Seyrüsefere elverişli sularda tehlikeye uğramış bulunan su aracı veya diğer eşyanın kurtarılması için yapılan her fiil veya hareket, kurtarma faaliyeti
oluşturur. ” Buna göre kurtarma faaliyeti kavramının çerçevesine giren faaliyetlerde, yani deniz tehlikesi altında bulunan bir gemiyi veya gemideki eşyayı kurtaran kimsenin, (o gemi veya eşyanın mülkiyetini kazanmak yerine) bir ücrete hak kazanması ilkesi düzenlenmektedir. Bu ücret kurtarma ücreti olarak adlandırılıp, faydalı sonuç vermiş olan her türlü kurtarma faaliyeti, kurtarma ücreti istemine hak kazandırır. Dolayısıyla, yukarıda belirlenen şartlarda bir “kurtarma faaliyeti”nin yürütülmesi sonucunda su aracı veya diğer eşya kısmen ya da tamamen kurtarılmışsa, kurtaran ücret isteyebilecektir.


Kurtarma faaliyeti kapsamında, su aracı veya diğer eşyanın kurtarılması için gerçekleştirilen
bir hareket mevcut olmalıdır. 6102 s.k. 935. maddeye göre türü ya da kullanım amacına
bakılmaksızın bütün gemilere kurtarma hükümleri uygulanır. Diğer bir unsur olarak, gemi ya da yükün bir tehlike ile karşılaşması aranır. Tehlike, gemi ve gemide bulunan şeylerin içinde bulunduğu öyle bir haldir ki hâriçten müdahale olmazsa kendi vasıtalarıyla kurtulamayarak zayi olacağı veya çok ağır hasara uğrayacağı kuvvetle muhtemeldir. Bu hal denizin kendine has mutaharaları neticesinde yâni, şiddetli fırtına, buzlar arasına sıkışma, karaya oturma ve sair sebeplerden olabildiği gibi, yangın, harp ve sair denize has olmayan tehlikeler de olabilir. Kurtarmada tehlikenin meydana gelmiş olması şart değildir; muhtemel ve gerçek olması yeterlidir. Bu tehlike karşısında, başka bir gemi ya da üçüncü kişi tarafından gemi ya da diğer eşyaya yönelik kurtarma faaliyetinde bulunulmuş olması gerekir, bu kurtarma faaliyeti bir yükümlülük olmayıp ihtiyaridir. Kurtarma faaliyetinin ihtiyari olmasına bağlı sonuçlar kurtarma ücretine hak kazanıp kazanmama kapsamında aşağıda açıklanacaktır.

Son unsur olarak, kurtarma faaliyeti neticesinde faydalı sonuç elde edilmiş olması aranır. Bir kurtarma faaliyetinde, kurtarma konusu olan araç ve diğer eşyaların hepsinin değil, birinin veya bir kısmının kurtarılması da yeterli olacaktır. TTK m. 1304/1 hükmünde yer alan diğer bir kural ise, kurtarma faaliyetinin unsurları gerçekleştiğinde, kurtarma ücreti borcunun doğacağı hususudur. Ücret hakkının doğması için bir sözleşme yapılmasına gerek yoktur. Kurtarma ücreti kanundan doğan bir hak olup, sözleşme akdedilmiş olması gerekmez. Ancak taraflar isterlerse, TTK m. 1300 hükmünde düzenlenen kurtarma sözleşmesini emredici hükümlere aykırı olmamak kaydıyla kendi şartlarına göre akdedebilmektedirler.


III. Kurtarma Ücretinin Doğumu ve Hukuki Niteliği
Gemi ya da yük veyahut ikisi birlikte kuvvetle muhtemel bir tehlike ile karşılaşmalıdır. Gemi, gemi adamlarının idaresinden çıkıp üçüncü şahıslar tarafından makul bir hareket tarzı teşkil edecek şekilde emniyet altına alınırsa kurtarma faaliyetinin varlığı kabul edilir. Kurtarma faaliyeti neticesinde faydalı sonuç elde edilerek başarı elde edilmesi söz konusu ise kurtarma ücretine hak kazanılır. Buna göre kurtarma ücreti kurtarma faaliyetinin bir sonucu olarak doğar.

Kurtarma ücreti, hukuki niteliği gereği ayni bir borçtur, gemi alacaklısı hakkı veren bir
alacaktır. Gemi maliki değişse bile yeni malike karşı ileri sürülebilir. Yani, kurtarma ücreti kurtarana kanuni öncelikli imtiyazlı rehin hakkı sağlar, bu hak gemiyi takip eder.

IV. Kurtarma Ücretine Hak Kazandıran ve Kazandırmayan Hususlar
Kurtarma faaliyeti ihtiyaridir. Buna bağlı olarak faydalı sonuç varsa kurtarma faaliyeti
varlığını korusa da kurtarma ücretine hak kazanılmayan durumlar mevcuttur. Böylece, aşağıda kurtarma ücretine hak kazandıran ve kazandırmayan haller açıklanmaktadır.


Kurtaran ve kurtarılan gemilerin aynı donatana (malike) ait olması halinde de kurtarma hükümleri uygulanmakta ve kurtarma ücretine hak kazanılmaktadır.


Konuyla ilgili temel bir ilke, kurtarma ücretinin, kurtarılan eşyanın kurtarma faaliyeti sona erdikten sonraki değerini geçemeyeceği doğrultusundadır. Ne kurtarıldıysa onun maliki kurtarma ücretinden kendi payına düşen miktar kadar sorumludur.


Kurtarma faaliyeti, tehlike altındaki su aracındaki gemi adamlarının açık ve makul
direnmesine karşı yapılmamış olmalı ve makul bir hareket tarzı teşkil etmelidir. Gemi adamlarının makul direnmesine karşı gerçekleştirilen kurtarma faaliyeti kurtarma ücretine hak kazandırmaz.


Kurtarma faaliyeti esnasında kurtaran gemi zarar gördüyse kurtarma faaliyetinin ihtiyariliği ve gönüllülük ilkesi gereği kurtaran bunun tazminini talep edemez. Ancak kurtarma ücreti hesaplanırken bu husus göz önünde bulundurulabilir.


Şayet hiçbir şey kurtarılmayıp, sadece çevre kirliliği engellenmişse kurtarma özel tazminatına hak kazanılabilir. Ancak bu durumda kurtarma ücretinde olduğu gibi gemi alacaklısı hakkı doğmaz, kurtarma özel tazminatı kurtarana ancak alacak hakkı sağlar.


Kurtarma faaliyeti sonucunda “No cure no pay (Fayda yoksa ücret yok)” ilkesi gereğince faydalı sonuç elde edilemezse kurtarma ücretine hak kazanılamayacaktır.


Kurtarma bir kamu hizmeti şeklinde yapılıyorsa, ücrete hak kazandırmaz. Kamu hizmeti
şeklinde yapılması, örneğin bir liman içinde tehlike yaratan geminin sadece seyrüsefer selameti sağlamak ve tehlikenin etrafa yayılmasını önlemek amacıyla faaliyette bulunma hâlinde ortaya çıkar.


Sadece can (insan) kurtarıldıysa kurtarma ücretine hak kazanılmaz. Denizde kurtarılan
maldan farklı olarak kurtarılan can için bu kişilerden bir kurtarma parası talep edilmez, bu hem bir insanlık görevi hem de gemi kaptanlarının asil görevlerinin bir parçasıdır. Ancak eşya yanında insan da kurtarıldıysa kurtarma ücretinde artırıma gidilebilir; yahut birden çok kurtaranın varlığı hâlinde kurtaranlardan biri eşya diğeri insan kurtardıysa, insan kurtaran eşya kurtaranın hak kazandığı kurtarma ücretinden pay isteme hakkına sahiptir.

Kurtarma ücretinin tespitinde tam ya da kısmi başarının sağlanmış olması kurtarma ücretinin tespitinde önemli bir kriterdir. Kurtarmada faydalı sonuç sağlanamazsa kurtarma ücreti talep edilemez.


Romörkaj hususunda, romörkör romörkaj sözleşmesi uyarınca romörlaj hizmetini ifa karşılığı aldığı ücret yanında kural olarak kurtarma ücreti talep edemez. Çünkü, bu faaliyetten doğan borç romörkaj sözleşmesine dayanmaktadır. Ancak, şiddetli fırtına, sert akıntı gibi durumlarda romörkaj sözleşmesinin ifasını aşar şekilde bir hizmet gerçekleştirilmişse artık o faaliyet kurtarma faaliyeti sayılır ve romörkaj ücreti yanında kurtarma ücretine de hak kazanılır. Adi romörkajda, ticari iş olması dolayısıyla ücret ve masraf talep edebilme hakkı vardır. Aynı husus başkaca sözleşmeler için de geçerlidir. Denizde tehlike altındaki bir su aracına yönelik, söz konusu başkaca sözleşmeler kapsamında yükümlülük veya borç kapsamında ifa edilen faaliyetleri aşar şekilde olağanüstü bir çaba gerçekleştirilmesi durumunda kurtarma faaliyeti var sayılır ve kurtarma ücretine hak kazanılır.


Gemi dışında kurtarma faaliyetine konu olacak diğer değer olan “eşya” terimi, “kıyıya sürekli ve iradi olarak sabitlenmiş olmayan her türlü şey ile hak kazanılmış olmayan navlun alacağını” ifade eder (TTK m. 1298/2).

Eşya terimine;
(i) Deniz yataklarındaki mineral kaynakların keşfi, çıkartılması veya işlenmesi amacıyla
kullanıldıkları sürece sabit veya yüzer platformlar ile açık deniz sondaj birimleri,
(ii) Deniz yatağında bulunan prehistorik, arkeolojik veya tarihi değeri olan kültür eserleri”
girmez (Türk Ticaret Kanunu 1298/3).


Kurtarma faaliyeti başka bir gemi veya üçüncü kişi tarafından karadan, sudan veya havadan gerçekleştirebilir.

TTK m. 1298/4 hükmü uyarınca “kurtarma faaliyeti” terimine,
(i) Su aracının malikinin veya kaptanının yahut araçta bulunmayan ve bulunmuş olmayan
eşyanın malikinin açık ve makul olarak karşı koymasına rağmen yürütülen faaliyetleri;
(ii) Tehlike altında bulunan araçta çalıştırılan kişiler tarafından yürütülen faaliyetleri;
(iii) Tehlike doğmadan önce kurulmuş bir sözleşmenin ifası amacıyla yapılan veya yapılması
gereken hizmetleri, girmez .

Ancak hükümde her ne kadar bu hallerin kurtarma faaliyetine girmeyeceği ifade edilse de, neticede faaliyet bir kurtarma faaliyetidir, fakat kurtarma ücretine hak kazandırmaz; yani kanuni imtiyazlı rehin hakkı olan gemi alacaklısı hakkı doğurmaz.


V. Kurtarma Ücreti Borçlusu, Alacaklısı, Ödenmesi ve Teminatı
Kurtarma ücretinin borçluları, kurtarılan aracın ve diğer eşyanın kurtarma faaliyetinin
tamamlandığı andaki malikleridir. Gönderilen malik olmamasına rağmen, 1307. maddeye göre eşyayı teslim alırken onlar için kurtarma ücreti ödeneceğini bilmesi koşulu ile, eşya teslim edilmiş olmasaydı, bunların paraya çevrilmesi hâlinde ücret ne oranda ödenecek idiyse o oranda ücret alacaklılarına karşı şahsen sorumlu tutulur. Kurtarma ücreti, kurtarılan aracın maliki ve diğer eşyanın malikleri arasında kurtarılan değerler oranında paylaştırılır. Kurtarma ücretinin borçluları arasında kural olarak teselsül yoktur (TTK m. 1306/2).


6102 s.k. 1308. maddeye göre, kurtarma ücreti tek bir ücret olarak belirlenir. Kurtarma faaliyetine katılanlar kendi payını bu tek ücret içinden alır. Birden fazla kurtaran kurtarma faaliyetine katılmışsa TTK 1305. maddede yer alan kriterlere göre kurtarma ücreti kurtaranlar arasında paylaştırılır.


Ancak kurtaran kurtarma faaliyetini kendi kusuruyla zorunlu kılmış veya daha da
güçleştirmiş yahut hileli davranış sayılan ya da dürüstlüğe sığmayan diğer hareketlerde bulunmuş ise, kurtarma ücretinden tamamen veya kısmen mahrum bırakılabilir.


6102 s.k. 1314. maddeye göre, kurtarılan şeyler teslim alınırken borçlular, kurtaranın
alacaklarından kendi paylarına düşen paraları ödemek veya kurtaranın istemi üzerine bu paralar için faizi ve yargılama giderlerini de kapsayacak şekilde teminat göstermek zorundadır. TTK 1315. maddeye göre ise, kurtarılan araç ve diğer eşya, kurtaranın rızası olmaksızın, kurtarma faaliyetinin tamamlanmasından sonra ilk olarak varılan liman veya yerden, kurtaranın alacakları için yeterli teminat gösterilinceye kadar uzaklaştırılamaz. Kurtaran, kurtarma ücreti kanuni imtiyazlı rehin hakkı sağlayıp gemi alacaklısı hakkı sağlamakta ve kurtaran kurtarma ücreti için kurtarılan şey üzerinde hapis hakkını haizdir . Borç ödenmez yahut yeterli güvence gösterilmezse, alacaklı, borçluya daha önce bildirimde bulunarak hapsettiği şeylerin teslimine bağlı rehin hükümleri uyarınca paraya çevrilmesini isteyebilir (TMK m. 953/1).


VI. Kurtarma Ücretinin Sözleşmeyle Kararlaştırılması
Kurtarma sözleşmesinin şekli konusunda ulusal ve uluslararası mevzuatta bir kısıtlama
mevcut değildir. Söz konusu sözleşme yazılı olarak yapılabileceği gibi sözlü olarak da yapılabilir. TTK 1300. madde uyarınca Kurtarma Sözleşmesi akdedilmesi söz konusudur. Ancak mecburi değildir. Kurtarma faaliyetinin ihtiyari (gönüllü) olması esasına göre temel olarak taraflar arasında bu konuda önceden yapılmış bir mukavelenin olmaması ve bu konuda kurtarmanın yapılması hususunda resmi bir mecburiyetin de bulunmaması icap etmektedir. Fakat birçok modern kurtarma faaliyeti “Salvage Agreement-Kurtarma Sözleşmesi” ile yapılmaktadır. Söz konusu maddeye göre, kaptan, aracın kurtarılması için malik adına; aracın maliki ve kaptanı da, araçta bulunan şeylerin malikleri adına kurtarma sözleşmesi yapmaya yetkilidir. Ancak TTK 1301. maddeye göre kurtarma sözleşmesi, yanlış yönlendirme veya tehlikenin etkisi altında yapılmış ve kabul edilen şartlar hak ve nasafet ilkelerine aykırı bulunmuş yahut kurtarma ücreti, yapılan hizmetlerle aşırı derecede oransız bulunmuşsa, istem üzerine sözleşme mahkeme tarafından mevcut şartlara uyarlanabilir yahut iptal olunabilir. Bu haller haricinde sözleşmede kararlaştırılan ücret uygulanır.


Kurtarma sözleşmelerinin en meşhuru Lloyds Open Form’dur. Kurtarma sözleşmesi 1989 Londra Konvansiyonu ve TTK’da yer alan emredici hükümlerin dışına çıkılmamak kaydıyla her türlü şekilde yapılabilir. Kurtarma sözleşmesi kurtarma faaliyetini gerektirecek bir durum var iken veya kurtarma faaliyetini gerektirecek bir durum yok iken önceden akdedilebilir. Ancak, iki durumda uygulanacak hükümler farklılık arz edecektir.

Kurtarma sözleşmesi kurtarma faaliyetini gerektirecek durum ortaya çıkmadan önce yapılan bir genel kurtarma anlaşması olur da kurtarma işlemi bu mukavele tahtında yapılır ise, artık bu kurtarma faaliyetinde bir gönüllülük değil, mevcut mukaveleye göre bir mecburiyet, bir görevi ifa borcu ortaya çıkacağından, kurtarma sayılmayacak ve mukavelenin hükümleri geçerli olacaktır. Kurtarma için önceden yapılan bir sözleşmenin varlığı halinde, ödenecek ücret gemi alacaklısı hakkı vermeyecek, sözleşmeden doğan bir borç niteliğinde olacaktır.


Türkiye Cumhuriyeti’nde uygulanan Türk Kurtarma Sözleşmesi – TURKS 2015 sözleşmesi mevcuttur. Öncesinde Turkish Open Form – TOF kurtarma tip sözleşmesi uygulanmaktaydı. Ancak TOF kurtarma hukukunun güncel gereksinimlerini karşılaşamadığından ve birtakım sorunları içinde barındırdığından TURKS-2015 güncel Türk Kurtarma Sözleşmesi olarak kabul edilmiştir. Bunlar standart sözleşmeler olup, eski TOF’un da kullanılması yahut tarafların kendi inisiyatiflerine göre başkaca kurtarma sözleşmesi akdetmesi mümkündür. TURKS-2015, kurtarma hukukunun geleneksel ilkesi “no cure no pay” ilkesini ihtiva etmektedir. TURKS-2015 sözleşmesi, özellikle İstanbul ve Çanakkale boğazlarında olmak üzere, Marmara denizi ile bazı Türk limanlarındaki kurtarma operasyonlarında kanundan kaynaklanan tekel hak ve yetkisine dayalı olarak Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından kullanılmaktadır.


VII. Kurtarma Ücretinin Sözleşmeyle Kararlaştırılmaması Durumunda Ücretin
Belirlenmesinde Dikkate Alınacak Kıstaslar

Türk Ticaret Kanunu 1305. madde hükmü uyarınca, kurtarma ücreti para olarak saptanır, ve
tek ücret olarak belirlenir. Kurtarma ücreti taraflarca bir sözleşme ile kararlaştırılmamışsa kurtarma ücretinin tespitinde göz önünde bulundurulacak belli kriterler söz konusudur. Bunlar 1305. maddede aşağıdaki gibi sayılmıştır:
a) Aracın ve diğer eşyanın kurtarıldıktan sonraki değeri,
b) Çevre zararının önlenmesi ve sınırlandırılması için kurtaranın gösterdiği çaba ve beceri,
c) Kurtaran tarafından elde edilen başarının derecesi,
d) Kurtarılan aracın ve içindeki insanların ve eşyanın karşılaştıkları tehlike ile kurtarmaya katılmış olanların kendileri ve araçları için göze aldıkları tehlikenin niteliği ve büyüklüğü,
e) Aracın, diğer eşyanın ve insan hayatının kurtarılması için kurtaranın gösterdiği çaba ve beceri,
f) Kurtaranın harcadığı zaman, yaptığı giderler ve uğradığı zarar,
g) Kurtaranın yüklediği sorumsuzluk rizikosu ve kurtaran ile teçhizatının uğradığı diğer rizikolar,
h) Verilen hizmetlerin ne kadar çabuk sağlandığı,
i) Kurtarma faaliyetine ayrılmış araçların ve diğer teçhizatın kullanıma hazır bulundurulmuş ve fiilen kullanılmış olması,
j) Kurtaranın teçhizatının, kurtarmaya hazır olması, etkinliği ile değeri.

Eğer kurtaran, kurtarma faaliyeti için hususi olarak kullanılan teçhizatlı bir kurtarma gemisi
ise, aralarında bir sözleşme bulunmadığı takdirde kurtarma gemisinin alacağı kurtarma ücreti herhangi bir kişiye ödenecek ücretten daha fazla olabilir.


VII. a) Çatma ile Kurtarma İlişkisinde Ücret
Çatma hâlinde, çatmada kusuru olan geminin kusursuz gemiyi kurtarması durumunda, kurtaranın çatmadaki kusuru sebebiyle ödeyeceği tazminatın kurtarma ücretinden düşülmesi gerekir.


Kusursuz geminin kusurlu gemiyi kurtarması halinde bazı hasarlara uğradığı takdirde,
kurtarmanın ihtiyariliği (gönüllülük ilkesi) gereği bu zararların tazminini istemesi söz konusu değildir.


Müşterek kusurlu çatmada gemilerden birinin diğerini kurtarması halinde ise, kurtaran gemiye düşen kusur oranına göre belirlenecek tazminat kurtarma ücretinden düşülmelidir.


VIII. Kurtarma Özel Tazminatı
Şayet gemi ve diğer eşyadan hiçbir şey kurtarılmamış, ve fakat sadece çevre kirliliği
engellenmişse kurtarma özel tazminatına 6102 s.k. 1312. madde uyarınca hak kazanılabilir. Gemi batar ya da yük zayi olursa, fakat çevre kirliliği engellenmişse özel tazminata ilişkin alacak hakkı kazanılır, bu alacak hakkı gemi alacaklısı hakkı vermez.


IX. SCOPIC Düzenlemesi (SCOPIC CLAUSE)
Scopic Klozu 1989 tarihli Uluslararası Kurtarma Konvansiyonunun 14. maddesini geçerli
kılan her türlü “No cure-no pay” Lloyd’s Kurtarma Sözleşmesi formunun bir ekidir. Scopic klozu bu anlamda çevrenin korunmasına katkı sağlamaktadır. Kurtarma faaliyeti neticesinde ne gemi ne diğer eşya kurtarılabilmiş, fakat çevre kirliliği engellenmişse kurtarma ücreti talep edilemeyecektir. Bu durum, yükü kurtarma ihtimalinin az olduğu veya hiç olmadığı hallerde, kurtarma şirketleri, önceden sözleşmeleri olsun veya olmasın, ücrete hak kazanamama riskini göze alamayarak, olaylara müdahale etmekten çekinmekteydiler. Ancak, bu anlamda geliştirilen yasal düzenlemeler ile kurtarma ücretine hak kazanamasa da kurtaran bu uğurda sarf ettiği giderleri, özel tazminat olarak gemi malikinden talep etmeye hak kazanmaktadır; buna göre Türk hukukunda alacak hakkı doğuran bir kurtarma özel tazminatı düzenlenmiştir. Özel tazminatın hesaplanmasında kurtarma sözleşmesine SCOPIC klozunun konulması ile özel tazminat bu klozdaki esaslara göre hesaplanır.


SCOPIC klozu eklenen sözleşmenin ana şartları devam etmekle birlikte, bunlara ek olarak, donatan, teminat sağlama ve kloz çerçevesinde hesaplanan özel tazminatı ödeme yükümlülüğü altına girmektedir. Buna karşılık kurtaran da muaccel olan SCOPIC tazminatının herhangi bir şekilde fazla ödenmesi ihtimaline karşı kurtarılan geminin donatanının kabul edeceği şekilde vermeyi taahhüt etmektedir.


SCOPIC düzenlemesi ile bir çevre kirlenmesi tehdidi bulunsun ya da bulunmasın kurtaran,
yazılı olarak donatana müracaat edilmek suretiyle kurtarma sürecinin her aşamasında SCOPIC düzenlemesinin uygulanmasını isteme hakkına sahiptir. Kurtaran, böyle bir tehdit olmasa bile klozun uygulanmasını talep edebilecektir. Bu düzenleme ile donatanın çevre kirlenmesine yönelik bir tehdidin yokluğunu iddia etmesi imkanının ortadan kaldırılması amaçlanmıştır. Klozun, yazılı şekilde ihbarda bulunmak suretiyle geçerli hale getirilmesi gerekir. Kurtarıcının konumunu güçlendirmek için önceden bu klozu uygulamaya sokması menfaatine olacaktır.


SCOPIC klozunun geçerli hale getirilmesinin sonucu, burada belirtilen düzen çerçevesinde
kurtarıcının çevre zararını engellemek ya da azaltmak bakımından yaptığı hizmetlerin tazmin edilmesidir. SCOPIC klozunu düzenleyenler buna ek olarak teminat mektupları da
düzenlemişlerdir. Buna göre SCOPIC klozu içeren kurtarma sözleşmelerinde çevre kirliliğinin engellenmesi sonucu talep edilecek uygun tazminat güvence altına alınmış olmaktadır.

KAYNAKÇA
ATAMER, Kerim. 1989 Londra Sözleşmesinde ve Türk Ticaret Kanunu Tasarısında Kurtarma. Prof.Dr. Hüseyin Ülgen’e Armağan. C.I. Vedat Kitapçılık (İstanbul, 2007)


BOZKURT BOZABALLI, Banu. Kurtarma Faaliyetinde Deniz Kirlenmesini Engelleyen
Kurtaranın Ücret Hakkı. Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. I, S.I
(2011)


CANER, Oğuz. Kurtarma Yardım Ücreti (Doktora Tezi). T.C. Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Bilim Dalı (İstanbul, 2003)


CANER, Oğuz. SCOPIC CLAUSE.


DEMİR, İsmail. Özel Tazminat Koruma ve Tazmin Klozu (SCOPIC). Banka ve Ticaret Hukuku
Dergisi, sayı 4. (Aralık, 2011)

GÜRLER, Halil Emre. Deniz Ticareti Hukukunda Kurtarma Ücretinin Belirlenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı Özel Hukuk Bilim Dalı (İstanbul, 2020)


KENDER, Rayegan. Denizde Kurtarma – Yardım (1910 Tarihli Brüksel Konvansiyonu ve Türk
Hukukuna Göre). İstanbul Üniversitesi Yayınları, No: 952, Hukuk Fakültesi No: 197.
Fakülteler Matbaası. (İstanbul, 1962)


ŞİŞMANYAZICI, Harun. Denizde Can Ve Mal Kurtarma Hizmeti Ve Kurtarma Bedeli.
http://www.kaptanhaber.com/kose-yazisi/100944/denizde-can-ve-mal-kurtarmahizmeti.
html


Turkish Salvage – Turkish Open Form (“TOF”). Ulgener LC/LO.


ÜLGENER, Fehmi. LOF 2000 Kurtarma Tip Sözleşmesi ve SCOPIC Klozu -II-.


4721 sayılı Türk Medeni Kanunu.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu.

GÜRLER L/LC HUKUK sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et